Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Şiirde mümkün oldukça tabiiliği savunan garipçiler, tabiatı zekâ ile değiştirdiği için teşbih veistiareden uzak duruyorlardı. Benzetme edatı olan “gibi” yi şiirlerinde hiç kullanmıyorlardı. Onlara göre şiire sokulan söz sanatları insanın yüzlerce yıllık zevkine ait bir üründür ve günümüz insanlarını asla tatmin etmeyecektir. Hatta bu görüşten yola çıkarak bir asır önceki şiir sanatını kullanmak bile onların tabiriyle son derece gariptir. Garipçilerin söz sanatlarına bu karşı çıkışlarının bir diğer nedeni de geleneğe karşı olmalarıdır.
“Alışılmışın dışında şeyleri”söyledikleri için kendilerinim garipsenmesi gerektiğini bu yüzden bu harekete“garip” ismini verdiklerini söyleyen garipçiler, mısracı zihniyete vezin vekafiyeye karşı olduklarını poetikalarında belirtmişlerdir. Onlara göre şiirde cümleyapısı vezin ve kafiyeler vasıtasıyla bozuluyordu. Başlangıçta hatırda tutmak içinyani; sadece hafızaya yardımcı olmak için kullanılmasına rağmen onda sonradanbir güzellik bulunduğunu onu aynı vezinle kullanmayı insanların marifet saydığınısöyleyen garipçiler: oysa vezin ve kafiye olmadan da şiir yazılabileceğinisöylemişlerdir.Ahenkli bir şiirin yazılabileceğini ancak bunların belli kalıplarda insanlarasunulmaması gerektiğini öne sürmüşlerdir.
Şiirde mümkün oldukça tabiiliği savunan garipçiler, tabiatı zekâ ile değiştirdiği için teşbih veistiareden uzak duruyorlardı. Benzetme edatı olan “gibi” yi şiirlerinde hiçkullanmıyorlardı. Onlara göre şiire sokulan söz sanatları insanın yüzlerce yıllıkzevkine ait bir üründür ve günümüz insanlarını asla tatmin etmeyecektir. Hatta bugörüşten yola çıkarak bir asır önceki şiir sanatını kullanmak bile onların tabiriyleson derece gariptir. Garipçilerin söz sanatlarına bu karşı çıkışlarının bir diğernedeni de geleneğe karşı olmalarıdır.
Bilindiği gibi Ahmet Haşim’egöre şiir duygulanmak için yazılmalıydı ve şiirin kendine has bir lisanı olmalıydı.(1) Pek çok yönüyle Haşim’in şiir görüşünün karşısında olan Garipçiler, AhmetHaşim’in bu görüşüne de tam ters bir görüş üzerindeydiler. Basitlik ve saflığınönemini savunan garipçilere göre “şiirin hususi bir lisanı yok”tu. Şiir günlükkonuşma dili basitliğinde olmalıydı.
Garipçilere göre şiir bütüngeleneklerden uzaklaşmalıydı. Bu görüşten yola çıkan Garipçilere göreyıkmaktan korkmamak gerekliydi. Ancak; yıkanlar da iki kısma ayrılıyordubunlar: Yıkmanın lüzumunu bilenler ve yıkıldıktan sonra yerine yeni bir şeyioluşturanlardı ki kendi tabirlerine göre bu insanlar devrimciydi. Bir de niyeyıktığını bilmeyenler sırf yıkmak için yıkanlar vardı…“Yapıyı temelinden değiştirmelidir. Biz senelerden beri zevkimize ve irademizehükmetmiş, onları tayin etmiş, onlara şekil vermiş, edebiyatların sıkıcı vebunaltıcı tesirinden kurtulabilmek için o edebiyatların bize öğretmiş olduğu herşeyi atmak mecburiyetindeyiz” 1 diyorlardı.
Sanatta tedahüle yani bir sanatın unsurunun bir başkasanatın içerisine dahil edilmesine karşı çıkıyorlardı ki bu da onların AhmetHaşim’in “Şiirin lisanı söz ile musiki arasında sözden ziyade musikiye yakın…”3görüşüne tepki gösterdiklerinin bariz bir göstergesidir. Onlara göre bir sanatınmalzemesi bir başka sanat içinde layıkıyla kullanılamazdı.
Tarih: 2016-03-02 01:56:59 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Garipçiler neden gibi edatını kulanmadılar Nedir
Garip Poetikası
a. Mısracı zihniyete, vezin ve kafiyeye karşı olma:
“Alışılmışın dışında şeyleri”söyledikleri için kendilerinim garipsenmesi gerektiğini bu yüzden bu harekete“garip” ismini verdiklerini söyleyen garipçiler, mısracı zihniyete vezin vekafiyeye karşı olduklarını poetikalarında belirtmişlerdir. Onlara göre şiirde cümleyapısı vezin ve kafiyeler vasıtasıyla bozuluyordu. Başlangıçta hatırda tutmak içinyani; sadece hafızaya yardımcı olmak için kullanılmasına rağmen onda sonradanbir güzellik bulunduğunu onu aynı vezinle kullanmayı insanların marifet saydığınısöyleyen garipçiler: oysa vezin ve kafiye olmadan da şiir yazılabileceğinisöylemişlerdir.Ahenkli bir şiirin yazılabileceğini ancak bunların belli kalıplarda insanlarasunulmaması gerektiğini öne sürmüşlerdir.
b. Teşbih ve istiare gibi bütün söz oyunlarına karşı olma:
Şiirde mümkün oldukça tabiiliği savunan garipçiler, tabiatı zekâ ile değiştirdiği için teşbih veistiareden uzak duruyorlardı. Benzetme edatı olan “gibi” yi şiirlerinde hiçkullanmıyorlardı. Onlara göre şiire sokulan söz sanatları insanın yüzlerce yıllıkzevkine ait bir üründür ve günümüz insanlarını asla tatmin etmeyecektir. Hatta bugörüşten yola çıkarak bir asır önceki şiir sanatını kullanmak bile onların tabiriyleson derece gariptir. Garipçilerin söz sanatlarına bu karşı çıkışlarının bir diğernedeni de geleneğe karşı olmalarıdır.
c. Şiir için ayrı, özel bir şiir dilini reddetme:
Bilindiği gibi Ahmet Haşim’egöre şiir duygulanmak için yazılmalıydı ve şiirin kendine has bir lisanı olmalıydı.(1) Pek çok yönüyle Haşim’in şiir görüşünün karşısında olan Garipçiler, AhmetHaşim’in bu görüşüne de tam ters bir görüş üzerindeydiler. Basitlik ve saflığınönemini savunan garipçilere göre “şiirin hususi bir lisanı yok”tu. Şiir günlükkonuşma dili basitliğinde olmalıydı.
d. Şiirde bütün geleneklere karşı çıkma:
Garipçilere göre şiir bütüngeleneklerden uzaklaşmalıydı. Bu görüşten yola çıkan Garipçilere göreyıkmaktan korkmamak gerekliydi. Ancak; yıkanlar da iki kısma ayrılıyordubunlar: Yıkmanın lüzumunu bilenler ve yıkıldıktan sonra yerine yeni bir şeyioluşturanlardı ki kendi tabirlerine göre bu insanlar devrimciydi. Bir de niyeyıktığını bilmeyenler sırf yıkmak için yıkanlar vardı…“Yapıyı temelinden değiştirmelidir. Biz senelerden beri zevkimize ve irademizehükmetmiş, onları tayin etmiş, onlara şekil vermiş, edebiyatların sıkıcı vebunaltıcı tesirinden kurtulabilmek için o edebiyatların bize öğretmiş olduğu herşeyi atmak mecburiyetindeyiz” 1 diyorlardı.
e. Tedahüle Karşı çıkma:
Sanatta tedahüle yani bir sanatın unsurunun bir başkasanatın içerisine dahil edilmesine karşı çıkıyorlardı ki bu da onların AhmetHaşim’in “Şiirin lisanı söz ile musiki arasında sözden ziyade musikiye yakın…”3görüşüne tepki gösterdiklerinin bariz bir göstergesidir. Onlara göre bir sanatınmalzemesi bir başka sanat içinde layıkıyla kullanılamazdı.
Tarih: 2016-03-02 01:56:59 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx